Teypte eski bir Cohen şarkısı: "Yolumu gözleyen bir kadını terk ettim
/ karşılaştık bir süre sonra / 'Gözlerinin feri sönmüş' dedi bana: /
'Aşkım, ne oldu sana?'/ Böyle gerçeği öyleyince / ben de doğru
söylemeye çalıştım ona/ 'Senin güzelliğine ne olduysa' dedim, /
'benim gözlerime de o oldu'.
/ karşılaştık bir süre sonra / 'Gözlerinin feri sönmüş' dedi bana: /
'Aşkım, ne oldu sana?'/ Böyle gerçeği öyleyince / ben de doğru
söylemeye çalıştım ona/ 'Senin güzelliğine ne olduysa' dedim, /
'benim gözlerime de o oldu'.
8 - 10 dizeye sıkışmış hazin bir aşk hikayesi. Buruk; kırılmış
oyuncaklar kadar. Ve yenik; "keşke"li cümleler gibi. Bu sözcüğü kaç
konuşmanızın başına eklemişseniz onca ıskalamışsınızdır hayatı.
Feri sönmüş bir çift gözde ya da yitip gitmiş bir güzelliğin ardından
iç çekişte. "Yolunu gözlemeseydim", "öyle demeseydim", "terk edip
gitmeseydim", "en güzel yıllarımı vermeseydim" diye diye sızlanır
gider.
***
"İyi ki" ise, muzaffer bir "ohhöla büyür; cüretiyle övünür. "Keşke"li
cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik tuzu
kuruluğu varsa, "iyi ki"lilerde de göze alabilmişliğin, riske
girebilmişliğin, tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar. Okulu
hiç kırmamışsınızdır, hiç dokundurtmamışsınızdır kendinize, bir kez
olsun gemileri yakmamışsınızdır. Konuşmanız gerektiğinde susmuş,
koşacağınız zaman durmuş, sarılacağınız yerde kopmuşsunuzdur.
Bir insana, bir işe, bir davaya ömrünüzü adamışsınızdır. O insanın, o
işin, o davanın, bunu hak etmediğini sezmenin hayal kırıklığındadır
"keşke". "Şimdiki aklım olsaydı" dövünmesindedir. Geriye dönüp
baktığınızda, ayıplara, yasaklara, korkulara, tabulara feda
edilmiş, "Ne derler"e kurban verilmiş, son kullanma tarihi geçmiş bir
yığın haz, bilinçaltından el sallar. "Keşke"cilerin hayatı, kasvetli
bir pişmanlıklar mezarlığıdır.
"İyi ki" öyle mi ya! Onda, yara bere içinde de olsa, yana yana, ama
doyasıya yaşamış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykırır.
***
"İyi ki"lerinizi toplayın bugün ve "keşke"lerinizden çıkartın.
Fazlaysa kardasınız demektir. Aldırmayın yüreğinizdeki kramplara,
mahzun hatıralara... Rüzgarlarla koştunuz ya...
"Keşke"leriniz, "iyi ki"lerden çoksa. Telafi için elinizi çabuk tutun.
Tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle bir gün yeniden
karşılaştığınızda siz susarken, feri sönen gözleriniz "keşke" diye
nemlenmesin...
Can DÜNDAR
oyuncaklar kadar. Ve yenik; "keşke"li cümleler gibi. Bu sözcüğü kaç
konuşmanızın başına eklemişseniz onca ıskalamışsınızdır hayatı.
Dört mevsimlik bir sene olsa ömür, "keşke", onun güzüne denk gelir.
Hepten vazgeçmek için erkendir, telafi etmek için geç. Mağlubiyetin
takısıdır "keşke". Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların,
harcanmış hayatların, boşa yaşanmış ya da hakkıyla yaşanamamış
yılların, gecikmiş itirafların ağıtıdır. Çarpılıp çıkılmış bir kapıda,
yazılıp yollanmamış bir mektupta, göz yumulmuş bir haksızlıkta, vakit
varken öpülmemiş bir elde, dilin ucuna gelip ertelenmiş bir sözdedir.
Hepten vazgeçmek için erkendir, telafi etmek için geç. Mağlubiyetin
takısıdır "keşke". Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların,
harcanmış hayatların, boşa yaşanmış ya da hakkıyla yaşanamamış
yılların, gecikmiş itirafların ağıtıdır. Çarpılıp çıkılmış bir kapıda,
yazılıp yollanmamış bir mektupta, göz yumulmuş bir haksızlıkta, vakit
varken öpülmemiş bir elde, dilin ucuna gelip ertelenmiş bir sözdedir.
Feri sönmüş bir çift gözde ya da yitip gitmiş bir güzelliğin ardından
iç çekişte. "Yolunu gözlemeseydim", "öyle demeseydim", "terk edip
gitmeseydim", "en güzel yıllarımı vermeseydim" diye diye sızlanır
gider.
***
"Keşke"nin panzehiri "iyi ki"dir. İlki ne kadar pısırıksa, ikinci o
denli yiğittir. "Keşke", çoğunlukla bir "ahhöla kopup gelir ciğerden
esefler, hayıflanmalar, yerinmeler sürükler peşinden...
denli yiğittir. "Keşke", çoğunlukla bir "ahhöla kopup gelir ciğerden
esefler, hayıflanmalar, yerinmeler sürükler peşinden...
"İyi ki" ise, muzaffer bir "ohhöla büyür; cüretiyle övünür. "Keşke"li
cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik tuzu
kuruluğu varsa, "iyi ki"lilerde de göze alabilmişliğin, riske
girebilmişliğin, tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar. Okulu
hiç kırmamışsınızdır, hiç dokundurtmamışsınızdır kendinize, bir kez
olsun gemileri yakmamışsınızdır. Konuşmanız gerektiğinde susmuş,
koşacağınız zaman durmuş, sarılacağınız yerde kopmuşsunuzdur.
Bir insana, bir işe, bir davaya ömrünüzü adamışsınızdır. O insanın, o
işin, o davanın, bunu hak etmediğini sezmenin hayal kırıklığındadır
"keşke". "Şimdiki aklım olsaydı" dövünmesindedir. Geriye dönüp
baktığınızda, ayıplara, yasaklara, korkulara, tabulara feda
edilmiş, "Ne derler"e kurban verilmiş, son kullanma tarihi geçmiş bir
yığın haz, bilinçaltından el sallar. "Keşke"cilerin hayatı, kasvetli
bir pişmanlıklar mezarlığıdır.
"İyi ki" öyle mi ya! Onda, yara bere içinde de olsa, yana yana, ama
doyasıya yaşamış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykırır.
***
"İyi ki"lerinizi toplayın bugün ve "keşke"lerinizden çıkartın.
Fazlaysa kardasınız demektir. Aldırmayın yüreğinizdeki kramplara,
mahzun hatıralara... Rüzgarlarla koştunuz ya...
"Keşke"leriniz, "iyi ki"lerden çoksa. Telafi için elinizi çabuk tutun.
Tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle bir gün yeniden
karşılaştığınızda siz susarken, feri sönen gözleriniz "keşke" diye
nemlenmesin...
Can DÜNDAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder