Süzülür gölgeler derinlerden ve süzülürken getirir farklı bakışları kalplerden. Gölgenin en derinlerinden; senden ya da benden... Belki de hiçbirimizden, hiçbir şeyden... Farklı köşelerden ve farklı gözlerden...
Son dönem Shoujo animelerinden birisi olan Fruits Basket (Meyve Sepeti) Toru Honda isimli genç bir kızın tatlı, komik ve acılarla dolu hayatını anlatıyor.
Yakın zamanda biricik annesini trafik kazasında kaybeden Toru Honda, annesinin ölümünün ardından dedesinin yanına taşınmıştır. Ancak bir süre sonra dedesinin kendi ailesinin de dedesinin yanına taşınması üzerine oradan da ayrılan Toru annesinin ona güçlü olmakla ilgili söylediği sözleri dinleyerek bir çadırda kendi başına yaşamaya başlar. Okul sonrasında geçimini sağlamak için temizlikçi olarak çalışır. Hayatında ki tüm olumsuzluklar karşılığında iyilik dolu kalbiyle yaşamını sürdürmektedir.
Toru, bir gün ormanda gezinirken Soma ailesinin evine rastlar. Burada yakışıklı ama bir o kadar soğuk sınıf arkadaşı Yuki Soma ile karşılaşır. Yuki, iki kuzeni Kyo ve Shigure ile birlikte yaşamaktadır. Soma ailesi, Toru'yu, temizlik ve yemek işlerini karşılaması karşılığında evlerine davet ederler. Çadırı önceki gece toprak kayması sonucunda yok olan Toru'nun kabul etmekten başka çaresi yoktur.
Ancak, Toru kısa bir süre sonra garip gerçekle karşı karşıya kalacaktır. Soma ailesi Çin takvimindeki hayvanların ruhları ile lanetlenmiştir. Her birey, bir hayvanın ruhuna sahiptir ve karşı cinsten bir insana sarıldığında lanetlendiği hayvana dönüşmektedir.
On bir milyon satış rakamıyla birlikte tüm zamanların en çok satılan Shoujo mangaları arasında yer alan Fruits Basket insanın içine işleyen ve izleyeni derinden sarsan bir hikayeye sahip. Bayan seyirci kitlesinin yanında bir çok erkek seyirciyi de kendisine bağlayan manga’nın manga-kası olarak Natsuki Takaya’yı görüyoruz. Serinin müziklerinde ise Jun Abe ve Ritsuko Okazaki imzası var.
Orijinal hikayesinin yanında insanın gözlerini dolduran bir sıcaklığı var. Komedi öğeleri iyi işlenmiş ve derin bir tutku ile izliyorsunuz. Herkesin yakınlık duyduğu bir karakter illa ki oluyor. Karakterler arası ilişkiler çok iyi işlenmiş ve sahte duygulara hiç yer verilmemiş.
Shôujo anime tanıtımları kapsamında sizlere açıklamasını sunduğum bu animenin çevirmeni ile de ufak çaplı bir sohbet/röportaj yaptım. Ben, meraklı gazeteciniz Gorath, bu güzel animenin güzeller güzeli çevirmenini biraz terlettim. Sohbetimize aşağıdan ulaşabilirsiniz;
Gorath- Şu anda karşımızda Fruits Basket isimli animenin çevirmeni olan sevgili Aybike bulunmakta. İyi günler efendim.
Aybike- İyi günler Sayın Gorath.
Gorath- Sizinde izninizle Fruits Basket röportajımıza başlamak istiyorum.
Aybike- Elbette.
Soru- Fruits Basket ile nasıl ve ne zaman tanıştınız?
Cevap- Geçtiğimiz sene, Boogiepop Phantom serisini tamamladıktan sonra yeni bir anime serisi arayışlarına girdim. Divxplanet forumlarında neyi çevireceğime karar vermeme yardımcı olması için bir başlık açtım. Sağ olsun arkadaşlar farklı farklı animeler önerdiler ama aralarında en çok Fruba’ya ısındım. Duygusal, psikolojik bir anime olduğu söylenmişti ve indirip izlediğimde bunun ne kadar da doğru olduğunu anladım. O kadar etkisinde kaldım ki hemen çeviri kararı aldım.
S- Sayenizde bu güzeller güzeli seri Türkçemize kazandırılıyor. Pekiyi, daha önceden Fruits Basket tarzı, Shôujo bir anime izlemiş miydiniz?
C- Maalesef. Anime konusunda o zamana kadar pek bir bilgim yoktu. Ama Fruits Basket izledikten sonra animelere daha çok ısındığımı söyleyebilirim.
S- Fruits Baskette sizi kendine çeken öğeler nelerdi?
C- İlk olarak çok duygusal ve çok samimi. Kendine has bir sıcaklığı var. Seri, Juunishi, yani Çin Burçlarını konu alıyor. Çok farklı karakterler incelikle yerleştirilmiş. Eminim her birimiz bir karaktere kendini benzetecektir izlerken. Artı ve eksileriyle, genel olarak sevgi, beraberlik, birliktelik, insanları oldukları gibi kabul etmek. İnsanların içinde olan saf ve derin duyguları anime o kadar güzel sunmuş ki, izleyen her insan kesinlikle etkilenecektir. Çünkü bu animeyi seyretmek bir nevi insanın özüne giden yolculuktur.
S- Fruits Basket denildiğinde aklınıza ilk gelenler neler acaba?
C- Sevgi, saflık, paylaşım, nefret, lanet ve hayvanlar.
S- Sevdiğiniz karakterlerden ve onların kişiliklerinden bahseder misiniz?
C- Aslına bakarsanız hepsine ısındığım için hepsini seviyorum. Net ortamında da karakterlerin en ince detayına kadar işlenmiş tanıtımlarına ulaşabilirsiniz zaten. Aslında en sevdiğim karakter Kagura’dır. İkimizde yengeç burcuyuz ve bunu Kagura’nın karakterinde görebiliyorum. Tabii her şeyi burçlara bağlamamak lazım, ama burçlarla ilgilenen kişiler arada bir benzerlik olduğunu fark edecektir. Mesela Kagura sevdiği için her şeyi yapmaya hazır birisi. Çok çalışkan, becerikli, sevecen bir yapısı var. Tabii ki bu yapısı duruma göre değişebiliyor. Sinirlenince ya da tepesi atınca yanına fazla yaklaşmamak lazım. O zaman davranışları tam tersine dönebiliyor. Duygusallığı o durumda bile mevcut. Fakat sinirlenince ortalığı birbirine katabilecek bir öfkeyi barındırıyor. Nitekim bu da saman alevi gibi. Öfkesi anında uçup gidebiliyor. Ufacık bir sevgi sözcüğü Kagura’nın yine eski, sevimli haline dönmesi için yeterli.
Kagura dışında Toru var. Zaten başrol karakterimiz. Herkese, hiç karşılık beklemeden yardım eli uzatmaya hazır olan tam bir sevgi meleği.
Bu arada, Sohma ailesi Juunishi’nin ruhları tarafından lanetlenmişler. Ve hepsi birer hayvana dönüşüyor. Çin takvimine göre benim burcum At, fakat bu burç ve Horoz burcu animede yer almamış. Nedenini bilmiyorum ama mangada yer almışlar, animede yer almamışlar. Bu nedenle kendimle tam bir karşılaştırma yapamıyorum. Mesela Kagura’nın Juunishi hayvanı benimkiyle aynı değil.
S- Fruits Basket’in izleyenleri bu kadar kendisine bağlamasının nedeni sizce ne olabilir?
C- Fruba, biz insanların büyüdükçe yitirdiğimiz veya inanmayı bıraktığımız duygularımızı bize hatırlatan bir anime. Bazen kendimizi ve çevremizdekileri sevmeyi, sevindirmeyi unutuyoruz. Toru’nun da dediği gibi başkalarının imrendiği özelliklere sahibiz, fakat biz kendimizde bu özellikleri göremediğimiz için kendimizi eksik hissediyoruz. Her şeyin başının sevgi olduğunu her bölümde tekrar tekrar vurguluyor anime. Sevgisiz büyümenin insanda yarattığı psikolojik sorunları gözler önüne seriyor. Sevginin tüm kapıları açabildiğini bizlere gösteriyor. Bizim bunun için yapmamız gereken sadece biraz emek sarf etmek.
S- Fruits Basket’in konusu bir noktada, az önce sizinde belirtmiş olduğunuz gibi Çin Takvimine dayanıyor. Çin Takviminin temellerini, neler içerdiğini biliyor musunuz? Biliyorsanız bizlerle paylaşır mısınız?
C- Elbette. Bildiğimiz ve günlük hayatta kullandığımız burçlar aylık periyotlardadır ama Çin burçları bir yıllık periyotları temsil ediyor. Bir burç yılı, Şubat ayında başlayarak bir sonraki yılın Şubat ayına kadar sürüyor. Zaten Çin’in yeni yılı da Şubat ayındadır. Burç değişimine rastlaması tesadüf olmasa gerek.
Çin Burcu 12 hayvandan oluşuyor. Özellikle Kedi burcu lanetlenmiştir. Bunun nedenini açıklamamı beklemeyin. Nedenini öğrenmek için Fruits Basket izlemeniz gerekli. Her şeyi açıklayamayız değil mi?
(Ufak bir kıkırdama molası.)
Yine de Kedi lanetlenmiş olmasına rağmen, ilginçtir ki Çin de ve Japonya da şans unsuru olarak evlerde ve iş yerlerinde, dükkanlarda bulunduruluyor. Çin Lokantalarında camları süslüyorlar.
Aynı bizdeki aylık periyotlarla işleyen burçlarda olduğu gibi Çin Takviminde de her hayvanın belirli özellikleri vardır. Bunun yanı sıra toprak, ateş, su, metal ve tahta gibi elementlerde bu burçlar üzerinde büyük önem taşırlar. Bu sene, yani 2007 yılında domuz yılındayız.
Çin Burçlarını tarihi 3000-3500 sene öncesine dayanıyor. Yin hanedanlığında (M.Ö. 1600-1000 yıllarında) oluşturulduğuna inanılıyor.
S- Bu güzel ve güzel olduğu kadar da yararlı olan bilgileri bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederiz. Eminim Çin Burçları hakkında bilgisi olmayan bir çok kişi bu sayede bilgi edinmiş olacaktır. Devam edecek olursak;
Genel olarak bize Fruits Basketten bahseder misiniz? Konusundan ve konusuna bakış açınızdan? Konunun işlenişini nasıl değerlendiriyorsunuz?
C- Fruits Basket, yani Meyve Sepeti ismi bana en başta çok garip gelmişti. Fakat bölümler ardı ardına ilerledikçe sizde kafanızda oluşan bir çok soruya mantıklı ve açık cevaplar bulabiliyorsunuz.
Asıl kızımız olan güzeller güzeli Toru’muzun annesi bir trafik kazasında vefat eder ve hem yetim hem de öksüz kalan Toru’muz kimseye yük olmamak için bir çadırda yaşamaya başlar. Bu bir gün sınıf arkadaşı olan Yuki’nin ailesi ile tanışana kadar böyle gider.
Konular çok incelikli ve güzel işlenmiş. Genelde her bölümde, temel olarak bir ya da iki karakterin hayatı işleniyor. O karakterin, karakterlerin burcunun özellikleriyle tanışıyoruz.
S- Çevirileri yaparken neler hissettiniz? Çeviri sırasında hiç sıkıldığınız oldu mu?
C- Elbette! Hiç olmaz mı? Ayame, yani Yuki’nin ağabeyi maşallah pek bir geveze. Onun rol aldığı bölümlerde resmen daral geliyordu. Çünkü uzun uzadıya, bencilce, kendini beğenmiş konuşmalar yapıyordu.
Animede kendime yakın hissettiğim bölümleri çevirmek ise apayrı bir zevkti benim için. Bunun dışında, çeviri sürecinde çok duygulandığım hatta içten bir şekilde ağladığım zamanlar bile oldu diyebilirim. O şekilde beni duygulandıran sahneleri de tekrar tekrar izlerim ki anın büyüsüne daha iyi sahip çıkabilmek için.
Açıkçası, Sohma ailesi ve Toru ile birlikte sevinip birlikte üzüldüm çeviri sırasında.
S- Fruits Basket’i yeni izlemeye başlayacak olanlara buradan iletmek istediğiniz bir şey var mı?
C- Bırakın ruhunuzun derinliklerinde olan duygular yüzeye çıksınlar. Dövüş, itiş, kakış bulamazsınız. Ana teması sevgi ve sevginin paylaşımı olan bir animedir Fruba.
Yeni başlayacak olan arkadaşlarıma buradan iyi seyirler diliyorum. Eğer ki benim gibi duygusal yapıda bir insansanız animenin çok etkisi altında kalacağınıza emin olabilirsiniz.
Gorath- Bu güzel sohbette bizimle paylaştıklarınız ve güzeller güzeli çevirileriniz için çok teşekkür ederiz Sevgili Aybike. Tüm Meyve Sepetleri sizinle olsun.
Aybike- Bana bu güzelliği tekrar yaşattığınız için ben teşekkür ederim efendim.
Bu güzel animeye dair tanıtımı sevgili Aybike’in zamanında söylemiş olduğu sözlerle kapatalım;
İnsan güzel "şeylerin" bitmesini nasıl istemiyorsa, bende bu animenin bitmesini istemiyorum. Çünkü başladığımda bir çırpıda çevirmiştim ilk bölümleri, fakat zaman ilerledikçe ve sonlara doğru yaklaştıkça bu güzel animenin ayrılık acısı hafiften yüreğimi sızlatır gibi oldu. Bir yandan bitmesin diye araya bir suru film çevirisi koyup, onlara yoğunlaştım. Bir yandan da bir an önce bitirmem gerektiğini biliyordum, çünkü güzel şeyler paylaştıkça buyur ve artar. Bu yüzden Meyve Sepetinin içindeki lezzetleri sizinle paylaşmak istiyorum...
Zaten kısa bir sure içinde benden çıkıp, sizin olacak "Fruits Basket".
Ona gözünüz gibi bakin olur mu?
Eh tekrar etmeden olmaz; Aslında Fruits Basket ile Aybike çok iyi eşleşmiş birer çift diyebiliriz. İkisi de Romantik, ikisi de neşe dolu ve ikisi de düşünceli. İkisi de göz yaşlarıyla dolu.
27 Mayıs 2007 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder