Yıkık
Bugün yıkığım biliyor musun?
Ezginim, çaresizim, umutsuzum
Bırakma beni, insanlar kötü
Bırakma beni korkuyorum.
Bir deli otlar büyüyor içimde
Sancılıyım, yorgunum, kederliyim
Bu halini sevdim gitme kal
Çamurlar çirkefler içindeyim
Bir dayak yemiş adamım şimdi
Bezginim, kararsızım, yılgınım
Al götür beni o kayıp gecelere
Yeter ikimize yalnızlığım
Biliyor musun?
IK ben hier, maar ben ik ook echt hier? Zoals mijn ware ik er niet is, die zit ergens ver weg van mij.. mij meesleepend. Ik weet nu niet zo goed hoe ik het moet verwoorden maar.. lekker voelen doe ik niet, verre landen ken ik niet.. niets van wat ik hoor en zie.. Hani vardi ya Blöf'un sarkisi.. Hani o zaman sabah ise giderdik, sogukta, aslinda sicakti ama icerisi soguk, yaz ortasinda.. hani bu sarkiyi calarlardi, ve herkes susardi, sakin muzigin esliginde hafif kendimizle bas basa kalirdik. Iste Oguzcan'in... sevdigim sairin bu guzel siirini dinlerkende.. kendimden kopup gidiyorum bir sekilde. Muzik içime islerken, birden nakarati ile irkiliyorum. O umitsizligin içinde, bir yalvaris, bir yakaris... sevgiliye özlem..
Birakma beni, insanlar kötü diyor ya.. Demek ki siirin yazildigi vakitlerde insanlar kötüymüs. Bazen yasadiklarimizi sadece kendi çagimiza ait sanariz ama insanlarin asirlardir degismeyen "insancil" içgüdüleri varmis.. Karman corban hallerdeyim, birakma beni korkuyorum.. Deli deli otlar buyutme icinde n'olur. Dünyayi tek basina sirtlanman da gerekmiyor artik. Neden boyle yapiyorsun ki?
Senin canin yandiginda, benim de içim sizliyor..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder