12 Ocak 2008 Cumartesi

Gelincik

Az once baska bir yazi yaziyordum ama..
Hosuma gitmedi, silmedim ama simdilik oyle bir kosede dursun diyorum.

sonra google'dan gelincik arayasim geldi, tekrar o huysuz, aglarci, yaramaz ama bir o kadarda sevimli olan kiz cocuguna donmek, donusmek istedim. Sorunsuz, dertsiz, bilincsiz zamanlarima. Evimizin az ilerisinde ciftlik vardi ve etrafi yemyesil tarla.. babanneme nazlanip beni oraya goturmesi icin diretirdim, gotururdu de..

Ilk goz agrisi, yavrusunun yavrusunu goturmeyipte ne yapacakti ki kadin? Sirf ben mutlu olayim diye neler yapmadi ki.. Sirtina bindirip, yolu gectikten sonra, gelincik toplamaya giderdik.. Ben kucuktum, tarla buyuk, dunya buyuk, dunyam buyuk, hayallerim kocaman, ozgurlugum sonsuz..



Simdi ne zaman nisan/mayis ayi gelse, gozlerim yol kenarinda gelincikleri arar durur. Cocuklugumdan bana hatira kalan o gelincik tarlasini animsamak icin, farkinda olmadan zaman zaman dalip giderim bile, yine o kaygisiz, mutlu ve huzurlu cocuk olmayi isterim, yesil ve kirmizinin en uyumlu halinde bulunan tabloda, ozgurce umutlarina kosmak istercesine..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder